Bozyazı Devlet Hastanesi Aile Hekimi Dr. Ayçe Tamer, güneşten korunmanın erken yaşlanmayı ve deri kanserini önlediğini söyledi.
09 Haziran 2008 17:34
Yazı boyutunu büyütmek için
Tamer, yaptığı açıklamada, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kıyafetlerin ve yaşam biçiminin değişmeye başladığını hatırlatarak, güneş ışınlarının zararları konusunda uyarılarda bulundu. Bu aylarda insanların artık daha fazla güneş ışınlarına maruz kaldığını ifade eden Tamer, "Ozon tabakasındaki delinme nedeniyle geçmiş yıllara göre güneş ışınlarının kanserojen özelliği bizleri daha fazla etkiliyor. Bu dönemde hem kendimizi hem de çocuklarımızı korumamız gerekir" dedi.
Güneş ışınlarının zararlarından korunmak için önerilerde bulunan Taner, saat 10.00 ila 16.00 arası zorunlu olmadıkça güneşe çıkılmaması gerektiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Eğer zorunlu olarak bu saatler arası güneş altında kalınacaksa açık renk, pamuklu, uzun kollu giysiler, geniş kenarlı şapka, güneş gözlüğü, güneşten koruma faktörlü krem ve ya losyon kullanılmalıdır. 6 aydan küçük bebeklerde güneşten koruma faktörlü kremlerin kullanımının sakıncalı olmadığına dair kanıt yoktur. Bu nedenle özellikle bebekler güneşten uzak tutulmalı, mutlaka güneşe çıkacaksa elinin ve ayaklarının üzerine, çok az yüzüne krem sürülmelidir. Bebeklerin cildinin güneşe daha hassas olduğu
unutulmamalıdır.
Eğer mümkünse bir erişkin ve bir bebeği içine alabilecek güneş çadırı alınması uygundur. 50 yaş üzerindekilerde en az bebekler kadar güneşe duyarlı hale gelmişlerdir. Cildin kendini tamir etme özelliği ve direnci azalmıştır. Bu nedenle mutlaka koruyucu faktörlü krem kullanmalıdırlar. Güneşin altında hareketsiz yatılmamalıdır. Kumsalda yürürken ya da yüzerken güneşlenmek tercih edilmelidir. Hareketsiz yatmak derinin fizyolojik fonksiyonlarını bozmakta, deride kalınlaşma, kepeklenme, kızarmaya yol açmaktadır. Güneşe çıkarken mutlaka güneşten koruyucu faktörlü kremler kullanılmalıdır. Yağlı ciltler için krem, kuru ciltler için losyon formu, çil ve güneş lekesi olanlar için jel formu tercih edilmelidir. SPF dediğimiz güneşten koruma derecesi en az 15 olmalıdır. Bu kremler yüzde yüz koruma sağlamazlar. Ancak yanık oluşmadan güneşte kalış süremizin uzamasına yararlar. Bu nedenle krem de kullansak ek önlemler almak önemlidir."
Tüm bu önlemlere rağmen uzun süre ve kontrolsüz güneşlenmelerde güneş yanığı oluşabileceğine dikkat çeken Taner, "Bu gibi durumda ışığa maruz kalan deri önce dış tabakasını kalınlaştırarak ışığın tesirinden korunmaya çalışır. Sonra deriye rengini veren pigment yapımını artırmaya başlar. Belirtiler hafif kızarıklıktan balonlaşmaya kadar gidebilir. Cilt hücrelerine tekrarlanan güneş yanıklarının yaptığı hasar kümülatiftir (birikici) ve ultraviyole ışınlarına maruz kalmak uzun dönemde etkiler oluşturur.
Ciltte renk bozulmaları, actinic keratozis ve cilt kanseri gelişebilir. Bütün cilt kanserlerinin çoğu bu düzeltilemeyen hasar sonucu oluşur. Güneş yanığının tedavisinde ilk yapılacak olan soğuk kompreslerdir. Ağrı giderici pomatlara rağbet edilmemelidir. Hidrokortizonlu pomadlar kullanılmalıdır. Eğer su toplaması oluşmuşsa patlatılmamalıdır. Kendiliğinden patlarsa açık alanın enfeksiyon kapmasını önlemek için antibiyotikli pomad sürülmelidir. Yaralar temiz tutulmalıdır. Bol sıvı alınmalı, ılık duş
yapılmalıdır. Aspirin alerjisi yoksa günde 2-3 aspirin alınabilir" diye konuştu.